Osmancık, Tarihin en uzun ömürlü, en büyük devletini kuran irade, şuur ve karakter in Tarık Buğra&' nın yorumuyla romanlaştırılmasıdır. Ben, yola, bir görüşü veya yorumu savunmak veya aşılamak için çıkmadım. Bunu hiçbir romanımda yapmadım. Sadece konuyu anlamaya ve anlatmaya çalıştım. diyen Tarık Buğra, Osmancık&' ı da aynı anlayışla ve Osmanlı&' nın sırrı nedir? sorusundan yola çıkarak yazdığını söylüyor. bu nedenle, romanda Osmanlı Tarihi ile birtakım paralellikler veya zıdlıklar bulunsada -ki, bunlar önlenemez- karşılaşacağınız, Ey Osmancık; beğsin. Bundan sonra öfke bize, uysallık sana güceniklik bize, gönül alma sana; suçlama bizde, katlanma sende; bundan böyle, yanılgı bize, hoşgörmek sana;aciz bize, yardım sana geçimsizlikler, uyuşmazlıklar, anlaşmazlıklar, çatışmalar bize, adalet sana; kötü göz bize, şom ağız bize, haksız yorum bize, bağışlama sana. Ey Osmancık bundan böyle, bölmek bize, bütünlemek sana; üşengenlik bize, gayret sana; uyuşukluk bize, rahat bize, uyarmak şevklendirmek, gayretlendirmek sana gibi sözler, aslında, hiç bir tarih kitabında bulamayacağınız, yalnızca romancı Tarık buğra&' nın Kayı Boyu'ndan Osmanlı İmparatorluğu&' na götüren karakteri ve anlayışı ortaya çıkarmak için Ede Balı&' ya söylettiği nasihatlerdır.