Dudu'nun muhteşem bir kuyruğu vardır. Dudu her gece, kuyruğundakiyüylerin üzerine oturmamak için başı kuma gömülü, kuyruğu havada uyur. Bir sabah uyandığında boynunu çeker, ama başının kumdan çıkmadığını fark eder. Devekuşu ayaklarını yere vurur, dizlerini büker, kuyruğunu sallar ve çeker, çeker, çeker...; ama ne fayda! Başı bir türlü sıkıştığı yerden çıkmaz.Tolstoy'un, yaşlı çiftinin dev bir şalgam yetiştirdiği ve onu yerinden sökmek için herkesten yardım aldığı eski bir öyküsünü anımsatan bu kitapta "Devekuşu", yardımlaşmanın ve birlik olmanın getirdiği gücü yansıtıyor: "İşlerin yürümesi için herkesin yardımına ihtiyacımız var". devekuşu aynı zamanda, gün ışığının güzel kuyruğundan çok daha önemli olduğunu da öğreniyor ve bu dersi hiçbir zaman unutmuyor. "Yalnızca devekuşlarının en sersemi, başı kuma gömülü uyur geceleri!"