Şeyhoğlu Mustafa'nın kaleme aldığı Kenzü'l-Küberâ ve Mehekkü'l-Ulemâ, Kutadgu Bilig'ten sonra Türkçe kaleme alınmış ikinci siyasetnâme olarak kabul edilmektedir. Hukukun
unutulduğunu ve bilginlerin sustuğunu görerek yazma ihtiyacı
hissettiğini belirten Şeyhoğlu, Osmanlıların bir taraftan
Avrupa'ya açıldığı fetihler devrinde, diğer taraftan da Ankara
Savaşı'nın eşiğine gelindiği bir zamanda eserini yazmıştır.
Devlet ve toplum idaresiyle ilgili verdiği bilgiler açısından
kuruluş devri için önemli bir yapıttır. Eski Anadolu Türkçesinin
önemli metinlerinden biri olan eser, koyduğu kurallar
ve siyaset düşüncesinin temel dinamiklerini ele alması bakımından da çağdaş siyaset felsefesinin ufkunu açacak bir yetkinlikte. Başta devlet başkanı olmak üzere bütün yöneticilere
seslenen eser, yöneticilerin uygulamalarında çıkış noktası olarak almaları gereken ahlâkî ilkeleri hakimane bir şekilde ele
almaktadır. Büyüklerin Hazinesi Âlimlerin Mihenk Taşı adını
verdiğimiz bu siyasetnâme klasiği, siyasetin uygulamalarına
eşlik etmesi gereken ahlâkî duyarlığı yüksek bir bilinçle dile
getirmektedir. Eser hem çağdaş siyasete ayna tutuyor hem de
pratiklerini test edeceği bir mihenk taşı sunuyor.